Arkadaşça

25 Temmuz, 2005

The Cook Next Door

Merhaba arkadaşlarım.
Bu sabah blogları gezerken bi baktım Serra beni sobelemiş. Bu yemek blogları arasında yapılan oyuna benim de dahil edileceğim aklıma gelmezdi. Gerçi iyi bir aşçı olduğumu söylerler ama yemek sitesi yapacak kadar farklı tariflerim olmadığına bu konuya el atma düşüncesine dahi girmem. Gerçi bütün bayanlar bence aşçıdır :-)
Yemek blogları arasında başlatılan bu oyunu neden elişi blogları arasında da yapmıyoruz diye düşünmedim değil? Böylece elişi yapan blogları biz de keşfetmiş olurduk.


1- İlk mutfak maceran neydi? Neler hatırlıyorsun?

Ben üniversiteyi bitirene kadar yemek yapma işlerine fazla karışmayan tembel bir kızdım diyebilirim. Patates kızartmak ve salata yapmaktan başka anneme pek bir faydam dokunmamıştır sanırım. Ne zaman üniversite bitti ve ben işe girene kadar evde beklerken yemek yapmayı yavaş yavaş öğrenmeye başladım diyebilirim. Çorba yapmaya uzun süre zor olduğunu düşünerek denemeye girişmemişimdir. İlk çorba yapma maceramı anlatayım sizlere. Kırmızı mercimek çorbasını çok severim ben. Yapmayı deneyim dedim. Nasıl yapıldığına daha önce annem yaparken hiç bakmamıştım da. Kırmızı mercimeklerin üzerine çok fazla su koyduğum için mercimekler piştiği halde geride o kadar çok su kalmıştı ve nasıl çorbayı koyultabileceğim hakkında da o zaman hiç fikrim olmadığı için o çorba öylece çöpe gitmişti.

2- Yemek yapma stilini en çok etkileyen kimdi?
Yemek kitapları etkiledi diyebilirim. Bu yemek nasıl yapılır diye anneme sormak istemezdim. Bir yemek yapacağım zaman da annemin evde olmadığı bir zamanı tercih ederdim. Çünkü annem bir yemeği yapıp da kötü olduğu zaman beğenmediğini hemen yüzüme söylerdi. Beklide bu yüzden uzun süre yemek yapmaya teşebbüs edememişimdir. Yemek yapmak mı canım istedi, gider bir kitaba bakıp yapmayı denemeyi tercih ederdim.

Eşimin ablası, ben işteyken oğluma bakan görümcemden de hamur işleri ve tatlılar konusunda oldukça yardım gördüm. Sağolsun hamurişi konusunda üstüne yoktur.

İnternette yemek sitelerini gezmeye bayılıyorum bu aralar ve beğendiğim pasta kurabiye çeşitlerini hemen denemeye çalışıyorum. Portakalağacı sitesine bayılıyorum. Sevgili Hatice’nin tariflerinin çoğunu denemişimdir. Eşim benim pasta kurabiye yapmayı sevdiğimi bildiği için Antep’ten kereviç kalıbı getirmişti. Ben de çok sevinmiştim. Çünkü Hatice’nin yayınladığı kereviç kurabiyeyi denemek istiyordum. Hemen denedim. Çok güzel oluyor mutlaka denemelisiniz.
3- Yemeğe ve yemek dünyasına olan ilgini kanıtlayan bir resmin var mı? bize gösterebilir misin?
Evimizde fotoğraf makinası olmadığı için fazla fotoğrafım da yoktur benim. Ne zaman eşim dijital fotoğraf makinası aldı fotoğraf deposu oldu ev, bilgisayar. Yemek fotoğrafı var ama ben yaparken çekilmiş fotoğrafım yok. Ben de belki bir gün yayınlarım diye daha önceden çektiğim manda kulağı mantısının resmini koymak istiyorum buraya.
<

4-Mutfakta kendisine karşı fobin olan bir şey var mı? Yaparken seni/avuçlarını terleten bir yemek mesela?
Yapmaktan korktuğum hiçbir yemek yok. Hatta iyi bir aşçı olduğumu söyleyenler de çoktur. Börek yapmak, mantı açmak, hiç zor gelmez. Tek vaktim olsun yeter. Bir tek baklava açmaya üşenirim sanırım. Ekler, profiterol gibi tatlılar yapmak zor gelmediği halde baklavayı hazır satınalmayı tercih ederim.

5-Mutfakta hangi yardımcını vazgeçilmez buluyorsun? Alıpta çok gereksiz bulduğun nedir mutfakta?
Blendır, mikser, rondom ve de su ısıtıcım vazgeçmeyeceğim yardımcılarımdır. Evimde gereksiz bulduğum hiçbir mutfak aletim yok. Mutfak robotlarını gereksiz ve çok yer kapladığı düşüncesiyle almamışımdır.
6- Bir kaç garip belki de komik yemek çeşidi söyle, senin çok sevdiğin ama senden başka kimsenin sevmeyeceğini düşündüğün bir yemek.

Münevver ablamızın lop dediği tatlı bizde tuzlu olarak yapılır ve adına da kedi batmaz denir. Ben çok severim bu hamur işini. Babannem yaparken başında beklediğimi hatırlıyorum. Babannem hamuru pişirirken karmak için marangoz olan dedemin yaptığı kalın bir tahta sopayla karardı hamuru ve ben bu sopada kalan hamur parçalarını elimde sopayı tutup ısıra ısıra yemeyi çok severdim.
Bir değişik yemek adı da manda kulak mantısı. Mantının içinde bol baharatlı patates ezmesi oluyor. Ben çok sevdiğim halde eşim patates sevmediği için sevmez.
Benden başka kimsenin sevmeyeceği bir yemek çeşidi aklıma gelmedi ? Yoktur herhalde. Ben boğazıma düşkünümdür. (Şuaralar zayıflamaya çalışıyorum )

7-Hangi üç malzemeden ya da yemekten vazgeçemezsin?

Mutfakta yapmaktan vazgeçemeyeceğim yemek pilavdır. Un, yumurta ve süt vazgeçemeyeceğim 3 malzeme olabilir.

8- En çok sevdiğin dondurma çeşidi.

Kakaolu dondurma dışında diğer çeşitleri pek sevmem. Bir de Cartdor un profiterollü dondurması en sevdiğimdir.

9- Asla yemeyi düşünmediğin şey.

Beyin, dil gibi sakatatları, domuz etini, midye, ıstakoz gibi deniz ürünlerini asla yemeyi düşünmem ve içeceklerden de alkollü içecekleri asla içmem.

10- Özel bir yemeğin, spesiyalin var mı?

Yemek olarak kendim ürettiğim bir yemek çeşidi yok. Ama yufkada yaptığım bir kebap çeşidim var , bulgur pilavım, böreklerim ve profiterolüm sevilir.

11-Seni ebeleyen kişi.

Beni sevgili Serra ebeledi.
12-Senin ebelediğin 3 aşçı
Ben de kurabiye ve pasta konusunda çok becerikli olduğunu bildiğim Nilüfer arkadaşımı, yine aşçılık marifetlerini bizlere elişleriyle beraber sunan Nazlı arkadaşımızı, bir de yine yemeklerinden ve hamurişlerinden tattığım Zeliha ablamı ebelemek isterim. (Zeliha ablam henüz yok ama gelince yazar mutlaka)

11 Comments:

  • At Pazartesi, Temmuz 25, 2005, Blogger Serra said…

    Zevkle okudum, bu degisik yemek isilei kismina ise bayiliyorum. Mada kulagi ve kedi batmaz hakikaten degisik. Hemen yazdigin icin sagol. Sevgiler

     
  • At Pazartesi, Temmuz 25, 2005, Anonymous Adsız said…

    Meralciğim ellerine sağlık zevkle okudum.bende senin gibi yemek günlüklerindeki bu güzel oyunun elişi günlüklerine uyarlaması olurmıkı diye düşündüm.belki birisi yapar.sevgiler..

     
  • At Pazartesi, Temmuz 25, 2005, Blogger saadet said…

    meral cevaplarını zevkle okudum. çok keyifliydi.

     
  • At Salı, Temmuz 26, 2005, Blogger nagice said…

    maceralarını okumak güzeldi bu yönlerimizi de tanımış oluyor..sevgilerle...

     
  • At Salı, Temmuz 26, 2005, Blogger Nilüfer said…

    Meral ben yemek konusunda beceriksizim sende biliyorsun :-((
    ama hamur işlerinde idare eder işte ;yemekteki kadar kötü değilim ,eve döner dönmez Kasota yapıp yayınlayacağım eh fotoğraf sitesindede harika durur eğil mi ?
    :-))

     
  • At Salı, Temmuz 26, 2005, Blogger Tuhfe said…

    El işlerinde olduğu gibi mutfakta da başarılısınız. Ben de bugün bloğa sizin manda kulağının başka bir versiyonunu eklemiştim, sizinkini görünce sevindim. Yalnız ben sadece etli yapıyorum patatesli hiç denemedim. Bu yemeğin adı yörelere göre farklılıklar gösteriyor galiba.

    Sevgiyle.

     
  • At Salı, Temmuz 26, 2005, Blogger akçahan said…

    Mutfak maceranı çok hoşuma gitti doğrusu.Sevgilerimle.

     
  • At Salı, Temmuz 26, 2005, Blogger Meral said…

    Hepinize mutfak maceralarımı okumaya katlandığınız ve de üstüne yorum bıraktığınız için teşekkür ediyorum arkadaşlar :-)

     
  • At Çarşamba, Temmuz 27, 2005, Anonymous Adsız said…

    Mutfak maceraların güzeldi Meral. Ama Kereviç Kalıbı nasıl birşey çok merak ettim. Bir resmini çekmen yada anlatman mümkün mü acaba?
    Sevgiler,
    Berrin

     
  • At Çarşamba, Temmuz 27, 2005, Anonymous Adsız said…

    Meral, portakal ağacında kereviç kalıbını gördüm :) Yani resmi yoksa anlatılacak birşey de değilmiş dogrusu :))
    Sevgiyle kal,
    Berrin

     
  • At Çarşamba, Temmuz 27, 2005, Blogger Meral said…

    Berrin bir gün ben de yaparım sizlere çekerim fotoğrafını. Eşim 2 çeşit kalıp getirmiş. Kalıplarımın da fotoğraflarını çekerim. Gördüğün o kalıp olmadan kereviç olmuyor malesef. sadece yuvarlak kurabiyelerin oluyor :-) Ben severek yepıyor ve de yiyorum :-)) sen de denemelisin

     

Yorum Gönder

<< Home